wellenreiten

listen to the pronunciation of wellenreiten
Английский Язык - Турецкий язык

Определение wellenreiten в Английский Язык Турецкий язык словарь

surfing
sörf

O, internette sörf yaparak çok fazla zaman harcar. - She spends way too much time surfing the web.

Bu civarda nerede sörfe gidebilirim? - Where can I go surfing around here?

surfing
{i} sörf yapma

Tom sörf yapmaya düşkündür. - Tom is keen on surfing.

Tom sörf yapmaya gittiğinde genellikle bir dalış elbisesi giyer. - Tom usually wears a wetsuit when he goes surfing.

surfing
sörf yapan
surfing
su kayağı
surfing
{i} spor sörf
surfing
sörf yaparak

O, internette sörf yaparak çok fazla zaman harcar. - She spends way too much time surfing the web.

Yüzerek ve sörf yaparak eğlendin mi? - Did you have a good time swimming and surfing?

surfing
{f} sörf yap

Sörf yapmaya bayılıyor. - He is really crazy about surfing.

O, internette sörf yaparak çok fazla zaman harcar. - She spends way too much time surfing the web.

surfing
{i} (Bilgisayar) (İnternet üzerinde) sörf yapma
Немецкий Язык - Английский Язык
surf ride
surfing
surf-riding
surfboarding
Surfbrett zum Wellenreiten
bodyboard
Surfbrett zum Wellenreiten
boogie board