weary; fatigued; exhausted

listen to the pronunciation of weary; fatigued; exhausted
Английский Язык - Турецкий язык

Определение weary; fatigued; exhausted в Английский Язык Турецкий язык словарь

tired
yorgun

Yorgun olmama rağmen sıkı çalışacağım. - Though I am tired, I will work hard.

Ben gerçekten yorgunum ve erken uyumak istiyorum. - I'm really tired and want to go to bed early.

tired
{s} bıkkın

Sen hiçbir şey yapmamaktan dolayı bıkkınsın. - You are tired from doing nothing.

tired
{s} tembel

Tembellik, yorulmadan önce dinlenme alışkanlığından başka bir şey değildir. - Laziness is nothing more than the habit of resting before you get tired.

tired
{s} bitkin

Tom çok bitkin görünüyordu. - Tom appeared very tired.

Onların hepsi bitkindi. - They were all tired out.

tired
bıkmak
tired
bıkkınlık gelmek
tired
(of ile) -den bıkmış
tired
bezmiş
tired
{f} yor

Yürüyemeyecek kadar çok yorgunum. - I'm too tired to walk.

Çok yorgunum; Sanırım yatacağım. - I'm really tired; I think I'll go to bed.

tired
{s} lâstik tekerli
exhausted, weary, fatigued, tired
Yorgun, yorgun yorgun bitkin
Английский Язык - Английский Язык
tired