währenddessen

listen to the pronunciation of währenddessen
Немецкий Язык - Турецкий язык
o sırada, bu sırada
(Gramer) bu (o) arada (sırada, esnada)
Английский Язык - Турецкий язык

Определение währenddessen в Английский Язык Турецкий язык словарь

at the same time
aynı zamanda

Ondan hoşlanıyorum fakat aynı zamanda ona gerçekten inanmıyorum. - I like him, but at the same time I don't really trust him.

Geriye dönüp baktığında, Tom her iki kız kardeşle aynı zamanda flört etmemesi gerektiğini anladı. - In retrospect, Tom realized he shouldn't have been dating both sisters at the same time.

meanwhile
bu arada

Bu arada, zaman tükeniyor. - Meanwhile, time is running out.

Bu arada, bir noktaya daha dikkatinizi çekmek istiyorum. - Meanwhile, I want to draw your attention to a point.

meanwhile
bu sırada
at the same time
bununla birlikte
at the same time
bununla beraber
at the same time
aynı anda

Onlar aynı anda Paris'e vardılar. - They arrived in Paris at the same time.

Aynı anda ikisini de yapabilir. - He can do both at the same time.

meanwhile
aynı anda
meanwhile
iken
meanwhile
ara

Bu arada, bir noktaya daha dikkatinizi çekmek istiyorum. - Meanwhile, I want to draw your attention to a point.

Bu arada, Biz garip şeyler yapan uzaylıları tanımlıyoruz. - Meanwhile, we depict aliens doing really weird stuff.

on the fly
havada iken
on the fly
Bir iş yapıldığı/olduğu esnada
on the fly
(deyim) Bir şey yapılıyor olduğu esnada, bir iş sürerken
on the fly
anında

Soğuk öyle ki kuşlar anında düştü. - The frost was such that the birds fell on the fly.

at the same time
yine de
in the meanwhile
bu arada
in the meanwhile
iken
meanwhile
z. bu arada