Tom yerel doğal yaşamı korumak için gücü dahilinde her şeyi yapmaya söz verdi.
- Tom vowed to do everything within his power to protect the local wildlife.
O, sigarayı bırakmak için söz verdi.
- He vowed to give up smoking.
Onlar 25. evlilik yıldönümünde kendi yeminlerini yeniledi.
- They renewed their vows on their 25th wedding anniversary.
Bir daha onunla konuşmamaya yemin ettim.
- I vowed that I would never speak to her again.
Tom onu yapmayacağına yemin etti.
- Tom vowed he'd never do it.
Ben asla evlenmemek için yemin ettim.
- I have made a vow never to get married.
The rebels vowed to continue their fight until they succeed.