Bu önceden tasarlanmış bir suçtu.
- This was a premeditated crime.
Tom bu hatayı kasıtlı olarak yaptı.
- Tom made this mistake intentionally.
Onun kasıtlı olmadığına eminim.
- I'm sure that wasn't intentional.
Bu önceden tasarlanmış bir suçtu.
- This was a premeditated crime.