Bana daha evvel söylemeliydin.
- You should've told me earlier.
Bugün daha evvel Tom'la konuştum.
- I spoke with Tom earlier today.
İngilizce ödevimi yapmayı henüz şimdi bitirdim.
- I have just now finished doing my English homework.
Erkek arkadaşın seni beklemekten usandı ve şimdi az önce gitti.
- Your boyfriend got tired of waiting for you and left just now.
O, az önce ofisten ayrıldı.
- He left the office just now.
Babam şu anda meşgul.
- My father is busy just now.
Tom şu anda burada değil.
- Tom isn't here just now.
Babam hemen şimdi dışarı çıktı.
- Dad just now went out.
Hemen şimdi sana geliyorum.
- I'm coming to you just now.
Niçin çok daha erken söylemedin?
- Why didn't you say so earlier?
O günlerde ben daha erken yatmaya gittim.
- In those days, I went to bed earlier.
O günlerde ben daha erken yatmaya gittim.
- In those days, I went to bed earlier.
Niçin çok daha erken söylemedin?
- Why didn't you say so earlier?
Tom şimdi eskisinden çok daha erken kalkmak zorunda.
- Tom now has to get up much earlier than he used to.
Eskisinden biraz daha erken geldi.
- He came a little earlier than he used to.
Ben şimdi bir silah sesi duydum.
- I heard a shot just now.
Ben şimdi onun adını hatırlayamıyorum.
- I can't think of his name just now.