Şöhretler gelip geçici. Sadakatler değişken. Yönetim ekipleri gittikçe elemanlarından daha kopuk.
- Reputations are volatile. Loyalties are fickle. Management teams are increasingly disconnected from their staff.
Durum değişken görünüyor.
- The situation sounds volatile.
Şöhretler gelip geçici. Sadakatler değişken. Yönetim ekipleri gittikçe elemanlarından daha kopuk.
- Reputations are volatile. Loyalties are fickle. Management teams are increasingly disconnected from their staff.
Durum son derece geçici.
- The situation is extremely volatile.
Pazar çok istikrarsız.
- The market is very volatile.
Onun, kız kardeşiyle çok oynak bir ilişkisi vardı.
- She had a very volatile relationship with her sister.
Şu anki jeopolitik durum çok oynaktır.
- The current geopolitical situation is very volatile.