Ben çeşitli zorluklar gördüm.
- I have seen various difficulties.
Çeşitli şeyler hakkında konuştuk.
- We talked about various things.
Japonya yurtdışından birçok önemli ham madde ithal eder.
- Japan imports various raw materials from abroad.
Bu oda birçok amaçla kullanılır.
- This room is used for various purposes.
O kasede değişik türde şekerleme var.
- There are various kinds of candy in that bowl.
Biz değişik başlıklarda konuştuk.
- We talked about various topics.
Atlet her türlü sporda yükseldi.
- The athlete excelled in all kinds of sports.
Her türlü zamanımız var.
- We have all kinds of time.
Her tür tabloyu severim.
- I like all sorts of paintings.
Modern toplum her türlü bilgi ile dolup taşıyor.
- Modern society is overflowing with all sorts of information.
Tokyo'da her çeşit millet yaşar.
- All sorts of people live in Tokyo.
Sergiye her çeşit insan geldi.
- All sorts of people came to the exhibition.
Diplomatlara çeşitli ayrıcalıklar tanınır.
- Diplomats are allowed various privileges.
Ayrıca çeşitli konular hakkında konuşmakla çok fazla zaman kaybedeceğiz.
- Besides, we will lose too much time to talk about the various topics.