Hava, çeşitli gazların bir karışımıdır.
- Air is a mixture of various gases.
Ben çeşitli zorluklar gördüm.
- I have seen various difficulties.
O ofisteki birçok insanı taklit ediyordu.
- She was mimicking the various people in our office.
Bu oda birçok amaçla kullanılır.
- This room is used for various purposes.
Değişik bilgiler topladı.
- He collected various information.
Ken'ichi tarafından yapılan düzenlemeler sayesinde, kadınlar kasaba civarında çalışmak için değişik yerler buldu.
- Thanks to the arrangements made by Ken'ichi, the women found various places to work around town.
O her türlü spor sever.
- She likes all kinds of sports.
Bu mağaza her türlü yabancı dil dergilerine sahiptir.
- This shop has all kinds of foreign-language magazines.
Onun geçmişi hakkında her türlü söylenti yükseldi.
- All sorts of rumors rose about her past.
Onun yokluğu her türlü söylentiye yol açtı.
- His absence gave birth to all sorts of rumors.
Sergiye her çeşit insan geldi.
- All sorts of people came to the exhibition.
Tokyo'da her çeşit millet yaşar.
- All sorts of people live in Tokyo.
Diplomatlara çeşitli ayrıcalıklar tanınır.
- Diplomats are allowed various privileges.
Ayrıca çeşitli konular hakkında konuşmakla çok fazla zaman kaybedeceğiz.
- Besides, we will lose too much time to talk about the various topics.