Bir yerel televizyon kanalı için video çekti.
- He took the video to a local TV station.
I got a video cassette recorder cheap at that shop.
- O mağazadan ucuz bir video kaset kaydedici aldım.
I watched a movie on video.
- Videoda bir film izledim.
Tom rented a movie at the video store.
- Tom video mağazasından bir film kiraladı.
DVD players replaced videotape players.
- DVD oynatıcılar, video kaset oynatıcıların yerini aldı.
I rented a videotape this morning.
- Bu sabah bir video kaseti kiraladım.