Bir veteriner olmak için yetişti.
- She grew up to be a veterinarian.
Veterineri ona yapmamasını söylese bile, o köpeğini çiğ sebzelerle beslemeye devam etti.
- Even though her vet told her not to, she continued to feed her dog raw vegetables.
Ben ruhsatlı bir baytarım.
- I am a licensed veterinarian.
Tom artık bir emektar.
- Tom is a veteran now.
Baba Kore savaşının emektarıydı.
- The father was a veteran of the Korean War.
Only vetted nominees make it to committee hearings.
The FBI vets all nominees to the Federal bench.