Natto berbat kokuyor, ama lezzetli.
- Natto smells awful, but tastes delicious.
Berbat bir çığlık sesi onu ürpertti.
- The sound of an awful scream made him shudder.
Söylediğim şey hakkında çok çok kötü hissediyorum.
- I feel awful about what I said.
Ben çok kötü üşüttüm.
- I caught an awful cold.
Bu korkunç köpeği nereden buldun?
- Where did you find this awful dog?
Burada çok az mağaza var ve sinema da korkunç.
- There are very few shops and the cinema is awful.
Burada çok az mağaza var ve sinema da korkunç.
- There are very few shops and the cinema is awful.
Tom çok yorgun görünüyor.
- Tom does seem awfully tired.
Bugün belirli bir kimse müthiş kırılgan oluyor.
- A certain someone is being awfully fragile today.
Müthiş bir bisikletim var.
- I have an awful bike.