vernehmung

listen to the pronunciation of vernehmung
Немецкий Язык - Турецкий язык
[die] sorgu; dinleme, ifade alma
Английский Язык - Турецкий язык

Определение vernehmung в Английский Язык Турецкий язык словарь

interrogation
sorgu

Tom bütün sabahı sorgulama odasında geçirdi. - Tom spent all morning in the interrogation room.

Sorgulama sırasında, Fadıl herhangi bir soruyu cevaplamaya hazır ve istekli görünüyordu. - During the interrogation, Fadil appeared to be ready and willing to answer any question.

interrogation
(Politika, Siyaset) soruşturma
interrogation
sorgulama

Sorgulama sırasında, Fadıl herhangi bir soruyu cevaplamaya hazır ve istekli görünüyordu. - During the interrogation, Fadil appeared to be ready and willing to answer any question.

Tom bütün sabahı sorgulama odasında geçirdi. - Tom spent all morning in the interrogation room.

questioning
{f} sorgula

Tom Mary'ye sorgulayarak baktı. - Tom looked questioningly at Mary.

Dedektif Dan Anderson daha fazla sorgulama için Linda'yı karakola götürdü. - Detective Dan Anderson took Linda to the station for further questioning.

questioning
{i} sorgu

Neden bizi sorguluyorsun? - Why are you questioning us?

Neden onları sorguluyorsun? - Why are you questioning them?

questioning
soru sorar gibi
questioning
kuşkulu
interrogation
SORGULAMA (İSTİHBARAT): Soru soranın kontrolundaki bir şahsa direkt olarak soru sorularak sistematik bilgi edinme çabası
questioning
sorgulama

Polis sorgulama için birçok şüpheliyi göz altına aldı. - The police detained several suspects for questioning.

Yargıç Dan Anderson, Linda'yı sorgulamaya başladı. - Judge Dan Anderson started questioning Linda.

questioning
sorgulayarak

Tom Mary'ye sorgulayarak baktı. - Tom looked questioningly at Mary.

interrogation
sorguya çekme
interrogation
interrogation point soru işareti
interrogation
(Askeri) (INTELLIGENCE) SORGULAMA (İSTİHBARAT): Soru soranın kontrolundaki bir şahsa direkt olarak soru sorularak sistematik bilgi edinme çabası
interrogation
{i} soru

Sorgulama sırasında, Fadıl herhangi bir soruyu cevaplamaya hazır ve istekli görünüyordu. - During the interrogation, Fadil appeared to be ready and willing to answer any question.

interrogation
(isim) soru sorma, sorgu, soru
questioning
soran
questioning
sorgula/sor
questioning
sorar
questioning
(isim) sorgulama, gensoru