Şimdiye kadar çabalarım beyhudeydi.
- My efforts have been futile thus far.
Üniversiteye gitmek beyhude değildir.
- It isn't futile to go to university.
Kendini diğerleriyle karşılaştırırsan, kendini beğenmiş ya da umudu kırık olabilirsin; her zaman için kendinden daha büyük ya da daha küçük insanlar olacaktır.
- If you compare yourself with others, you may become vain or bitter; for always there will be greater and lesser persons than yourself.
Çikolata söz konusu olduğunda direnç faydasızdır.
- When it comes to chocolate, resistance is futile.
Dick o problemi çözmek için boşuna çalıştı.
- Dick tried to solve the problem, in vain.
Ben onu bir daha sigara içmemesi için boş yere ikna etmeye çalıştım.
- I tried in vain to persuade him not to smoke any more.
Tekrar denedim ama boşuna.
- I tried again, but to no avail.
Biz sorunu birkaç kez tartıştık ama boşuna.
- We have discussed the problem several times but to no avail.