Tom suggested that we have a farewell party for Mary.
- Tom Mary için bir veda partisi yapmamızı önerdi.
Jane's farewell speech made us very sad.
- Jane'in veda konuşması bizi çok üzdü.
Tom wants to say goodbye.
- Tom veda etmek istiyor.
I want to say goodbye.
- Veda etmek istiyorum.
Max explained to Julie why he could not go to her farewell party.
- Max Julie'ye veda partisine niçin gidemediğini açıkladı.
The office is having a farewell party.
- Ofis bir veda partisi veriyor.
The Vedas were written in Sanskrit.
- Vedalar Sanskritçe yazılmıştır.
Jane's farewell speech made us very sad.
- Jane'in veda konuşması bizi çok üzdü.
A farewell party was held in honor of Mr Smith.
- Bir veda partisi, Bay Smith'in şerefine düzenlendi.
She was forced to say farewell to the city of her birth.
- O doğduğu şehre veda etmek zorunda kaldı.
I took my leave of them at the gate.
- Onlarla kapıda vedalaştım.
You can't leave until you've said goodbye to Tom.
- Tom'la vedalaşıncaya kadar gidemezsin.