vazgeçiliyor

listen to the pronunciation of vazgeçiliyor
Турецкий язык - Английский Язык
canceling
Defacing a printing plate in some way in order to prevent further use after an edition is finished
To delete an own article from the newsserver The newsreader generates a special control message to tell the server to delete this article
In fractions, to divide out common factors from the numerator and denominator of a fractional expression before multiplying In equations, to subtract or divide out common factors or term from both sides of an equation or inequality
Present participle of to cancel
{i} cancellation, revocation, nullification
vazgeç
back off
vazgeç
(Bilgisayar) abort
vazgeç
given up

Tom has all but given up. - Tom neredeyse vazgeçti.

I've given up smoking. - Sigara içmekten vazgeçtim.

vazgeç
gave up

I gave up the idea of seeing the sights of the city because of the bad weather. - Kötü havadan dolayı şehrin görülmeye değer yerlerini görme fikrinden vazgeçtim.

They gave up their plan to climb Mt. Fuji. - Fuji Dağına tırmanma planlarından vazgeçtiler.

vazgeç
throw over
vazgeç
{f} forsaking
vazgeç
thrown over
vazgeç
{f} forsaken
vazgeç
dispense with

We cannot dispense with the rainforests. - Biz yağmur ormanlarından vazgeçemeyiz.

It seems unlikely that any society could completely dispense with myths. - Herhangi bir toplumun efsanelerinden tamamen vazgeçebilmesi olası görünmüyor.

vazgeç
forsake
vazgeç
deter
vazgeç
waive
vazgeç
abdicate

The king was forced to abdicate. - Kral tahttan vazgeçmeye zorlandı.

vazgeç
forsook
vazgeç
desist from
vazgeç
renounce

He renounced smoking and drinking. - O, sigara ve içki içmekten vazgeçti.

I can't believe he renounced his U.S. citizenship. - Ben onun ABD vatandaşlığından vazgeçtiğine inanamıyorum.

vazgeç
lay aside
vazgeç
abjure
vazgeç
give up

I tried to persuade Sam to give up his plan, only to fail. - Sam'i sadece başarısız olacak planından vazgeçmesi için ikna etmeye çalıştım,

He is too proud to give up. - O vazgeçemeyecek kadar çok gururludur.

vazgeç
forgo

Tom had to forgo his morning swim, on account of it being too cold. - Tom çok soğuk olduğu için sabah yüzmesinden vazgeçmek zorunda kaldı.

vazgeç
desist
vazgeç
givenup
vazgeç
throwover
vazgeç
cancel
vazgeç
gaveup
vazgeç
giveup
vazgeç
thrown#over
vazgeç
thrownover
vazgeç
throw#over
vazgeçiliyor
Избранное