We'll fight to the end to protect our homeland.
- Vatanımızı korumak için sonuna kadar savaşacağız.
Norway is my new homeland.
- Norveç benim yeni vatanımdır.
I chose dual nationality.
- Çifte vatandaşlığı seçtim.
The patriots stood up for the rights of their nation.
- Vatanseverler kendi milletinin haklarını savundu.
Georgia is his native country.
- Gürcistan onun ana vatanı.
Norway is my new homeland.
- Norveç benim yeni vatanımdır.
Tom was a little homesick.
- Tom biraz vatan hasreti çekiyordu.
It is sweet and honorable to die for the fatherland.
- Vatan için ölmek tatlı ve onurludur.
My fatherland is there, where my soul is.
- Ruhum neredeyse vatanım oradadır.
Tom is a loyal citizen of his country.
- Tom ülkesine sadık bir vatandaştır.
It is an act of treason to sell military secrets to your country's enemies.
- Askeri sırları ülkenin düşmanlarına satmak vatan hainliğidir.
Ivan Mazepa wasn't a traitor.
- Ivan Mazepa vatan haini değildi.
Tom practically accused me of being a traitor.
- Tom neredeyse beni bir vatan haini olmakla suçladı.
This is treason, my friends!
- Bu vatan hainliği, arkadaşlarım!
Mr. President, what you are doing is treason!
- Bay Başkan yaptığın şey vatan hainliğidir!
She cried out of homesickness.
- O, vatan hasretinden çığlık attı.
Thirst is more serious than homesickness.
- Susuzluk vatan hasretinden daha ciddidir.
This song makes me homesick.
- Bu şarkı beni vatan hasreti çeken yapıyor.