Cuma gösterisi için mevcut hiç bilet yoktu.
- There were no tickets available for Friday's performance.
Araştırma için mevcut az paramız var.
- We have little money available for the research.
Önermenin geçerli olup olmadığı üzerinde düşünmelisin.
- You ought to think over whether the premise is valid or not.
Bu geçerli bir bakış açısıdır.
- This is a valid point of view.
John şu an müsait mi?
- Is John available now?
Müsait bir tur rehberi var mı?
- Is there a tour guide available?
Müsait bir tur rehberi var mı?
- Is there a tour guide available?
Araştırma için mevcut az paramız var.
- We have little money available for the research.
Bu teklif sadece sınırlı bir süre boyunca geçerlidir.
- This offer is available for a limited time only.
Böyle müfredat dışı dersler yalnızca fende zorluk çeken çocuklar için geçerlidir.
- Such extra-curricular classes are available only for children who have difficulties in science.
Doğrulama yöntemi Bowling'in raporlarına da dayanıyordu.
- The validation methodology was based also on Bowling's reports.
Bu otopark biletini doğrulayabilir misin?
- Can you validate this parking ticket?
Bu geçerli bir bakış açısıdır.
- This is a valid point of view.
O, 31 Mart, 1997 tarihine kadar geçerlidir.
- It's valid until March thirty-first, nineteen-ninety-seven.
Biletler Lions Kulübü üyelerinden elde edilebilir.
- Tickets are available from Lions Club members.
İddianızın geçerliliğini ispat edebilir misiniz?
- Can you prove the validity of your assertion?
Toplumsal cinsiyet kimliği bozukluğunun geçerliliği siyasette son derece tartışmalı bir hal almıştır.
- The validity of gender identity disorder has become highly controversial in politics.
O, 31 Mart, 1997 tarihine kadar geçerlidir.
- It's valid until March thirty-first, nineteen-ninety-seven.
Bilet bir hafta geçerlidir.
- The ticket is valid for a week.
Biletler Lions Kulübü üyelerinden elde edilebilir.
- Tickets are available from Lions Club members.
Yakında gazeteler kağıda basılmayacaklar. Onlar sadece internet üzerinden kullanılabilir olacak.
- Soon, newspapers won't be printed on paper. They'll only be available through the Internet.
Bu daktilo kullanılabilir mi?
- Is this typewriter available?
Şikayetimin yasal olduğunu düşünüyorum.
- I think my complaint is valid.
Kusura bakmayın ama, onların her ikisinin mantıklı amaçları var.
- With all due respect, I think they both had valid points.
Servisler hazır olacak.
- Shuttles will be available.
Koltuklar hazır oluncaya kadar bir süre beklemekten başka bir şey yapamayız.
- We can do nothing but wait for a while until the seats are available.
This is an available plea.
I will believe him as soon as he offers a valid answer.
Do not drive without a valid license.
... I mean, it's a valid point, isn't it, that ...