Fadil specialized in pediatric forensic work.
- Fadıl pediatrik adli tıp alanında uzmanlaşmıştır.
That psychiatrist specialized in eating disorders.
- O psikiyatrist yeme bozuklukları konusunda uzmanlaşmış.
I specialize in medieval history.
- Orta çağ tarihinde uzmanlaşıyorum.
He decided to specialize in physics at college.
- O, üniversitede fizik alanında uzmanlaşmaya karar verdi.
He is something of an expert on oriental art.
- O, oryantal sanatında birazcık uzmandır.
Tom should consult an expert.
- Tom bir uzmana danışmalı.
Tom wanted to become a search-and-rescue specialist.
- Tom bir arama-kurtarma uzmanı olmak istiyordu.
I'm not a specialist.
- Ben bir uzman değilim.
Tom is an authority on jazz.
- Tom, cazda bir uzmandır.
He's an authority in his field.
- O, alanında bir uzmandır.
Professional translators quite often specialize in just one field, for example law or medicine.
- Profesyonel çevirmenler çoğunlukla sadece tek bir alanda uzmanlaşırlar, örneğin hukuk ve tıp.
Is it a good idea to hire former hackers to work as security professionals?
- Eski bilgisayar korsanlarını güvenlik uzmanı olarak çalıştırmak için kiralamak iyi bir fikir mi?
Don't you trust the weathermen?
- Meteoroloji uzmanlarına güvenmiyor musunuz?
For someone who's supposed to be an expert, you don't seem to know much.
- Uzman olması gereken biri için çok şey biliyor gibi görünmüyorsun.
He is a good judge of horses.
- O, atlarla ilgili iyi bir uzmandır.
The judges haven't yet picked the best book.
- Uzmanlar henüz en iyi kitabı seçmediler.
We are looking for someone who is proficient in French.
- Fransızca'da uzman birisini arıyoruz.
Which foreign language are you most proficient in?
- En çok hangi yabancı dilde uzmanlaşmış bulunuyorsunuz?