uzat

listen to the pronunciation of uzat
Турецкий язык - Английский Язык
(Bilgisayar) stretch

He stretched out his arm to take the book. - O, kitabı almak için kolunu uzattı.

Come and stretch me a hand. - Gel ve bana elini uzat.

{f} handed

Tom poured milk into the glass and then handed it to Mary. - Tom sütü bardağa doldurdu ve sonra Mary'ye uzattı.

Tom handed the contract to Mary. - Tom sözleşmeyi Mary'ye uzattı.

drag out
{f} lengthened

The sleeves of this coat have to be lengthened. - Bu paltonun kollarının uzatılması gerek.

{f} lengthening
{f} extended

We extended the meeting another 10 minutes. - Toplantıyı on dakika daha uzattık.

Tom extended his stay by three days. - Tom kalışını üç gün uzattı.

{f} hand

Tom poured some milk into a glass and handed it to Mary. - Tom bardağa biraz süt koydu ve Mary'ye uzattı.

Tom got two beers out of the refrigerator and handed one to Mary. - Tom buzdolabından iki bira çıkardı ve birini Mary'ye uzattı.

extend

She extended her stay by five days. - Kalışını beş gün uzattı.

The mother extended her hand to her baby, smiling brightly. - Işıl ışıl gülümseyen anne, bebeğine elini uzattı.

elongate
prolong

This huge war has been prolonged. - Bu büyük savaşın süresi uzatılmıştır.

The happiness of a person prolongs his day. - Bir insanın mutluluğu onun gününü uzatır.

lengthen

The sleeves of this coat have to be lengthened. - Bu paltonun kollarının uzatılması gerek.

The coat is a bit too short. Can you lengthen it? - Ceket biraz fazla kısa. Onu uzatabilir misin?

{f} extending

Gooseberries are fruits that are effective at extending life. - Bektaşi üzümü hayatı uzatmada etkili meyvelerdir.

Tom wanted to check the applicant's character reference before extending an offer. - Tom teklifi uzatmadan önce başvuranın karakter referansını kontrol etmek istedi.

{f} prolonged

This huge war has been prolonged. - Bu büyük savaşın süresi uzatılmıştır.

elongated
(Biyoloji) protract
crane
dragout
uza
drag on
uza
get longer
uza
draw out
Ayağını yorganına göre uzat
(Atasözü) Cut your coat according to your cloth
ayağını yorganına göre uzat
waste not
uza
scat
uza
reach

Skirts last year reached just below the knees. - Geçen yıl etekler tam dizlerin altına uzandı.

He stood up and reached for his hat. - Ayağa kalktı ve şapkasına uzandı.

Португальский Язык - Турецкий язык

Определение uzat в Португальский Язык Турецкий язык словарь

Uzá
uzza
Испанский Язык - Турецкий язык

Определение uzat в Испанский Язык Турецкий язык словарь

uza
uzza