uzan

listen to the pronunciation of uzan
Турецкий язык - Английский Язык
lain

This is the first time I've ever lain on this grass. - Bu çime ilk kez uzandım.

{f} lying

Tom is lying ill in bed. - Tom yatakta hasta uzanıyor.

He was lying down for a while. - O, bir süre uzanıyordu.

{f} lie

The island lies to the west of Japan. - Ada Japonya'nın batısına doğru uzanır.

My dog often lies on the grass. - Köpeğim sık sık çimene uzanır.

şehirden çok uzan yer
outback
uzan
Избранное