They slept a little in the room.
- Onlar, odada biraz uyudular.
If you’ve only slept for three hours, you certainly won’t do well in the exam.
- Sadece üç saat uyuduysan, kesinlikle sınavda iyi yapmayacaksın.
We must sleep at least seven hours a day.
- Günde en az yedi saat uyumak zorundayız.
Robin looks very cute when he's sleeping.
- Robin uyurken çok sevimli görünüyor.
My mother has a kip every afternoon.
- Annem her öğleden sonra uyur.
I usually have a kip on Sundays.
- Pazar günleri genellikle uyurum.
He's sleeping like a baby.
- Bir bebek gibi uyuyor.
You shouldn't sleep with a coal stove on because it releases a very toxic gas called carbon monoxide. Sleeping with a coal stove running may result in death.
- Kömür sobasıyla uyumamalısınız. Çünkü karbonmonoksit olarak adlandırılan çok zehirli bir gaz içerir. Kömür sobasıyla uyumak ölümle sonuçlanabilir.
I have to get to sleep! I've got classes tomorrow.
- Uyumalıyım! Yarın derslerim var.
It was too muggy for me to get to sleep last night.
- Dün gece hava uyuyamayacağım kadar çok nemliydi.