A woman visited us while you were sleeping.
- Siz uyurken bir kadın bizi ziyaret etti.
Tom was apparently murdered while he was sleeping.
- Görünüşe göre, Tom uyurken öldürüldü.
We found the boy sound asleep.
- Biz çocuğu mışıl mışıl uyurken bulduk.
When I opened the door, I found him asleep.
- Kapıyı açtığımda onu uyurken buldum.
If you’ve only slept for three hours, you certainly won’t do well in the exam.
- Sadece üç saat uyuduysan, kesinlikle sınavda iyi yapmayacaksın.
They slept a little in the room.
- Onlar, odada biraz uyudular.
This room is not suitable for sleeping.
- Bu oda uyumak için uygun değil.
Robin looks very cute when he's sleeping.
- Robin uyurken çok sevimli görünüyor.
My mother has a kip every afternoon.
- Annem her öğleden sonra uyur.
I usually have a kip on Sundays.
- Pazar günleri genellikle uyurum.
You shouldn't sleep with a coal stove on because it releases a very toxic gas called carbon monoxide. Sleeping with a coal stove running may result in death.
- Kömür sobasıyla uyumamalısınız. Çünkü karbonmonoksit olarak adlandırılan çok zehirli bir gaz içerir. Kömür sobasıyla uyumak ölümle sonuçlanabilir.
Robin looks very cute when he's sleeping.
- Robin uyurken çok sevimli görünüyor.
It was too muggy for me to get to sleep last night.
- Dün gece hava uyuyamayacağım kadar çok nemliydi.
Poor Tom's been trying to get to sleep for three hours now.
- Zavallı Tom şu an üç saattir uyumaya çalışıyor.