Science can be dangerous when applied carelessly.
- Dikkatsizce uygulandığı zaman bilim tehlikeli olabilir.
Tolerance becomes a crime when applied to evil.
- Tolerans kötülüğe uygulandığında bir suç olur.
The austerity measures that many city governments have implemented are hugely unpopular.
- Pek çok kent yöneticilerinin uyguladığı kemer sıkma politikası son derece sevimsizdir.
The merger was implemented on a 50-50 ratio.
- Birleşme %50-%50 oranla uygulandı.
Put your plan into practice as soon as possible.
- Planınızı mümkün olduğu kadar kısa sürede uygulamaya koyun.
Communism is the system practiced in the Soviet Union.
- Komünizm, Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği'nde uygulanmış sistemdir.
This rule doesn't apply to first-year students.
- Bu kural birinci sınıf öğrencilerine uygulanmaz.
The final value theorem does not apply if the system is not stable.
- Eğer sistem istikrarlı değilse, son değer teoremi uygulanmaz.
She applied a bandage to the wound.
- Yaraya bir bandaj uyguladı.
She applied what she had learned in class to the experiment.
- O, sınıfta öğrendiğini deneyde uyguladı.
The law doesn't apply to this case.
- Yasa bu durumda uygulanmaz.
The rule does not apply to his case.
- Kural bu duruma uygulanamaz.