uygulanacak

listen to the pronunciation of uygulanacak
Турецкий язык - Английский Язык
(Bilgisayar) apply to
to be applied
uygulanacak kanun metninin ifadesi
(Hukuk) statement of the relevant law
uygula
{f} implement

Almost all implementations of virtual memory divide the virtual address space of an application program into pages; a page is a block of contiguous virtual memory addresses. - Hemen hemen tüm sanal bellek uygulamaları bir uygulama programının sanal adres alanını sayfalara böler; bir sayfa bitişik sanal bellek adreslerinden oluşan bir bloktur.

Although the decision to implement this plan has already been made, the finer points still need to be planned out. - Bu planı uygulamak için karar verilmesine rağmen, ince noktaların hâlâ planlanmaya ihtiyacı var.

uygula
(Bilgisayar) apply onto
uygula
{f} practice

Put your plan into practice as soon as possible. - Planınızı mümkün olduğu kadar kısa sürede uygulamaya koyun.

I agree with the ban in principle, but in practice it will be extremely difficult. - Ben prensip olarak yasağa katılıyorum fakat uygulamada oldukça zor olacak.

uygula
apply

Can we apply this rule in this case? - Bu durumda bu kuralı uygulayabilir miyiz?

Apply two coats of the paint for a good finish. - İyi bir sonuç için iki tabaka boya uygula.

uygula
{f} applied

This rule can't be applied to every situation. - Bu kural her durumda uygulanamaz.

She applied what she had learned in class to the experiment. - O, sınıfta öğrendiğini deneyde uyguladı.

uygula
{f} implementing
kural uygulanacak durumlar
(Bilgisayar) apply rule if
uygula
apply to

The rule does not apply to his case. - Kural bu duruma uygulanamaz.

This rule doesn't apply to first-year students. - Bu kural birinci sınıf öğrencilerine uygulanmaz.