used to intensify statements or questions; indeed

listen to the pronunciation of used to intensify statements or questions; indeed
Английский Язык - Турецкий язык

Определение used to intensify statements or questions; indeed в Английский Язык Турецкий язык словарь

though
-diği halde, ise de; -e rağmen/karşın: Though they know he's a fool, they still like him. Aptal olduğunu bilmelerine rağmen onu
though
conj. gerçi
though
(bağlaç) gerçi, olduğu halde, karşın, rağmen, olsa da, sa bile
though
her ne kadar, her ne halde
though
karşın

Jim ile hiç karşılaşmamış olmama karşın, ben hemen onu ayırt ederim. - Though I had never met Jim, I could pick him out right away.

Kaybolma ihtimalimize karşın, yönleri yazmayı düşündüm. - We thought we would write out the directions, in case you got lost.

though
-e rağmen
though
-e karşın
though
-diği halde
though
ise de
though
güya
though
halde

Bay Smith, söz verdiği hâlde henüz dönmedi. - Mr. Smith hasn't turned up yet though he promised to.

Hava kötü olduğu halde geldi. - He came even though the weather was bad.

though
-se bile
though
herşeye rağmen
though
yine de

Yine de büyük olasılıkla ne olacağını tahmin edebilirsin. - You can probably guess what happens though.

Fakir olmasına rağmen, o yine de mutluydu. - Though he was poor, he was nonetheless happy.

though
karamazdan
though
gerçi

Sen Meksikalı değil misin? Evet, gerçi şimdi Arjantin'de yaşıyorum. - Aren't you Mexican? Yes, though now I live in Argentina.

Fransızca öğrenmeye biraz ilgim var ama o zor değil mi? Hiç değil. İngilizceden 100 kat daha kolay! Gerçekten mi? Eh, en azından benim için öyle. Bunun nedeni senin ana dilin olması gerçi - I've got a bit of interest in learning French, but isn't it hard? Not at all. It's 100 times easier than English! Really? Well, at least to me it is. That's because you're native though

though
olsa da

Hafif bir suçluluk duygusu olsa da o kendini gülmekten alamadı. - He could not refrain from smiling, though with a slight sense of guilt.

Bu, isteğe bağlı olsa da hala ev ödevini yapman gerekiyor. - Even though it's optional, you should still do the homework.

though
rağmen

Yorgun olmama rağmen sıkı çalışacağım. - Though I am tired, I will work hard.

Küçük ev, şimdiye kadar tıpkı altındaki kadar iyi olmasına rağmen,eski püskü görünmeye başladı. - The small house had come to look shabby, though it was just as good as ever underneath.

Английский Язык - Английский Язык
though

Man, it's hot in here. — Isn't it, though?.

used to intensify statements or questions; indeed

    Расстановка переносов

    used to in·ten·si·fy statements or questions; in·deed

    Произношение

Избранное