O, şekersiz kahve sever.
- He likes coffee without sugar.
Lütfen bana şekeri uzat.
- Please pass me the sugar.
Bir sandalye yerine lütfen bu ahşap kutuyu kullan.
- Please use this wooden box in place of a chair.
Paul babasının yerine partiye gitti.
- Paul went to the party in place of his father.
Kahveme bir küp şeker koyun lütfen.
- Please put a lump of sugar in my coffee.
Biz çayımıza şeker koyarız.
- We put sugar in our tea.
Tom her zaman iyi bir fincan kahveyi mahvetmenin en iyi yolunun içine krema ve şeker koymak olduğunu söylüyor.
- Tom always says the best way to ruin a good cup of coffee is to put cream and sugar in it.
Bizim şekerimiz tükendi.
- We have run out of sugar.
Daha fazla şekerimiz yok.
- We don't have any more sugar.
Oh, sugar!.