Nehrin kenarında yeni bir endüstri bölgesi kurmaya başladılar.
- They began to develop a new industrial site near the river.
Endüstriyel anlaşmazlıklar hala bir sorundur.
- Industrial disputes are still a problem.
Japonya bir sanayi ülkesidir.
- Japan is an industrial nation.
Yeni fabrikalar ve sanayi merkezleri inşa edildi.
- New factories and industrial centers were built.
Bankalar endüstriyel boçlulara kredi vermeyi kesiyor.
- Banks are cutting lending to industrial borrowers.
Şüpheli endüstriyel casusluk eylemi işledi.
- The suspect committed an act of industrial espionage.
Ülken için ölüyor olduğunu düşünürsün; sanayiciler için ölürsün.
- You think you are dying for your country; you die for the industrialists.