Tom bu gece alışılmadık biçimde geveze.
- Tom is unusually talkative tonight.
Oda arkadaşım çok gevezedir.
- My roommate is too talkative.
Onun konuşkanlığı rahatsızlık verici.
- Her talkativeness is a pain in the neck.
Ne Tom, ne de Mary konuşkan bir ruh hali içinde değildi.
- Neither Tom nor Mary was in a talkative mood.