Tom ne yapacağından emin değildi. - Tom was unsure what to do.
Tom ne yapacağından emin değildi.
Tom was unsure what to do.
Tom daha sonra ne söyleyeceğinden emin değildi. - Tom was unsure what to say next.
Tom daha sonra ne söyleyeceğinden emin değildi.
Tom was unsure what to say next.
Bir emin arkadaş emin olmayan bir meselede görünür. - A sure friend is seen in an unsure matter.
Bir emin arkadaş emin olmayan bir meselede görünür.
A sure friend is seen in an unsure matter.