On altıncı yüzyılda Osmanlı Türkleri Akdeniz ve Kızıldeniz'i birleştirmek için Mısır'da bir kanal inşa etmeye teşebbüs ettiler.
- In the sixteenth century Ottoman Turks attempted to construct a canal in Egypt to unite Mediterranean Sea and Red Sea.
Tom bölmek değil birleştirmek istedi.
- Tom wanted to unite not divide.
Bütün üniteyi değiştirmemiz gerekiyor.
- We need to replace the whole unit.
Onların yeteneğiyle ilgili yanlış bir şey yoktu, o sadece maliyet performansı kötü olan her bir ünite için giderin çok yüksek olmasıydı.
- There was nothing wrong with their ability, it was just that the expense for each unit was so vast that the cost performance was bad.
Washington, Amerika Birleşik Devletleri'nin başkentidir.
- Washington is the capital of the United States.
1860'ta Lincoln, Birleşik Devletler başkanlığına seçildi.
- In 1860, Lincoln was elected President of the United States.
Bir parsek bir astronomik birimin bir arksaniyelik bir dereceye karşılık geldiği mesafedir.
- One parsec is the distance at which one astronomical unit subtends an angle of one arcsecond.
Fahrenheit, termometreyi bulan Alman bir mucittir. Aynı zamanda onun ismi bir sıcaklık birimine verilmiştir.
- Fahrenheit is a German inventor who invented the thermometer. At the same time, his name is given to a unit of temperature.
Kamboçya Birleşmiş Milletler'den yardım talebinde bulundu.
- Cambodia appealed to the United Nations for help.
Birleşmiş Milletler Bosna'ya arabulucular gönderdi.
- The United Nations sent peacekeepers to Bosnia.
Ayrıca ülkeyi birleştirmeye yardım ettiler.
- They also helped unite the country.
Savaş Amerikan halkını birleştirdi.
- The war had united the American people.
Birçok Doğu dinleri olayların çeşitliliği arkasında bir birlik olduğunu öğretir.
- Many Eastern religions teach that there is a unity behind the diversity of phenomena.
Birleşmiş Milletler, anlaşmazlığa müdahale etmek için birlik gönderdi.
- The United Nations sent troops to intervene in the conflict.
Manchester United, hem Premier League'de hem de İngiltere'de en başarılı takımlardan biridir.
- Manchester United is one of the most successful teams in both the Premier League and England.
Onların takımının güçlü bir birlik duyusu var.
- Their team has a strong sense of unity.
Shetland Adaları Birleşik Krallığın bir parçasıdır.
- The Shetland Islands are part of the United Kingdom.
Tom Hawaii'nin ABD'nin bir parçası olduğunu bilmiyordu.
- Tom didn't know that Hawaii was part of the United States.
Amerika Birleşik Devletleri'nde hangi dil konuşuluyor?
- Which language is spoken in the United States of America?
Washington, Amerika Birleşik Devletleri'nin başkentidir.
- Washington is the capital of the United States.
1860'ta Lincoln, Amerika Birleşik Devletleri başkanlığına seçildi.
- In 1860, Lincoln was elected President of the United States.
Washington, Amerika Birleşik Devletleri'nin başkentidir.
- Washington is the capital of the United States.
If we want to win, we will need to unite.
The centimetre is a unit of length.
We shipped nearly twice as many units this month as last month.
The fifth tank brigade moved in with 20 units. (i.e., 20 tanks).
... My question is what can we do as American citizens to unite ...