Sen sadece biraz yurtsamışsın.
- You're just a little homesick.
Nostaljik anlarda biz neredeyse sürekli olarak çocukluğu düşünme eğiliminde olabiliriz.
- In nostalgic moments we may tend to think of childhood as a time of almost unbroken happiness.
O nostaljik olarak eski punk kayıtlarını dinledi.
- He listened to his old punk records nostalgically.
Bu şarkı beni vatan hasreti çeken yapıyor.
- This song makes me homesick.