Koşulsuz desteğimize sahipsiniz.
- You have our unconditional support.
Fadil, Dania'yı koşulsuz olarak sevdi.
- Fadil loved Dania unconditionally.
Şartsız bir aşk, zorlana olmayan aşkdır.
- An unconditional love is love without coercion.
Beni kayıtsız şartsız seviyor musun?
- Do you love me unconditionally?
Helen Keller, kör sağır ve dilsizdi.
- Helen Keller was blind, deaf and dumb.
Helen Keller kördü sağırdı ve dilsizdi.
- Helen Keller was blind, deaf and mute.
O, güneşlikleri kapattı.
- She pulled down the blinds.
O, güneşlikleri kapattı.
- She pulled the blinds down.
Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.
- Sovereignty unconditionally belongs to the nation.
Beni kayıtsız şartsız seviyor musun?
- Do you love me unconditionally?
Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.
- Sovereignty unconditionally belongs to the nation.
Beni kayıtsız şartsız seviyor musun?
- Do you love me unconditionally?
blind deference.
We demand your unconditional surrender.