Ummak bir strateji değildir.
- Hope is not a strategy.
Sporu rekabet için değil zevk için yapıyorum.
- I like to play sport for fun not for competition.
Açığa çıkartılmayacak hiçbir sır yoktur.
- There is nothing concealed that will not be revealed.
Penisiline alerjim yok.
- I am not allergic to penicillin.
Herkes Japonya'da artık kötü bir şey asla olmayacağını umuyor.
- Everyone is hoping nothing bad will ever happen in Japan.
Tom öyle bir şeyin bir daha asla olmayacağını söyledi.
- Tom said that nothing like that would ever happen again.
Tüm gün katiyen bir şey yemedim.
- I ate absolutely nothing the whole day.
Katiyen yapmayacaksın.
- You'll do nothing of the kind.
Un-cry these tears I cried so many nights / Un-break my heart.
unrest — “a lack of rest (peace); war”.
to untangle — “to remove the tangling of”.
unconstitutional — “not constitutional”.