Kağıtları masadan kaldırdı.
- She removed the papers from the desk.
Yoksulluk tesadüf değildir. Kölelik ve apartheid gibi insan ürünüdür ve insan etkinlikleriyle ortadan kaldırılabilir.
- Poverty is not an accident. Like slavery and apartheid, it is man-made and can be removed by the actions of human beings.
Buraya taşındığımızdan beri beş yıl geçti.
- It is five years since we moved here.
Johnny sadece birkaç ay önce İspanya'ya taşındı, o henüz İspanyolca konuşmaya alışkın değil.
- Johnny moved to Spain just a few months ago, so he isn't used to speaking Spanish as yet.
İşaret hemen kaldırıldı.
- The sign was immediately removed.
İlerlememize engel olan şeyler eninde sonunda kaldırıldı.
- The obstacles to our progress have been removed at last.
Bunu hareket ettirelim.
- Let's get this moved.
Onlar tuşları aşağı yukarı hareket ettirdiler.
- They moved up and down the keys.
Ben hikaye tarafından etkilenmiştim.
- I was moved by the story.