Определение ulus в Турецкий язык Английский Язык словарь
- nation
You know that two nations are at war about a few acres of snow somewhere around Canada, and that they are spending on this beautiful war more than the whole of Canada is worth.
-Kanada civarında bir yerde birkaç dönüm karla ilgili iki ulusun savaşta olduğunu ve bu güzel savaşa tüm Kanada'nın değdiğinden daha çok para harcadıklarını bilirsiniz.
Throughout my life, I've had the great pleasure of travelling all around the world and working in many diverse nations.
-Hayatım boyunca, tüm dünyada seyahat etmekten ve birçok farklı uluslarda çalışmaktan büyük zevk aldım.
- people
The Americans are a democratic people.
-Amerikalılar demokratik bir ulustur.
This is what they have in common with other peoples.
-Bu onların diğer uluslarla ortak neye sahip olduklarıdır.
- peoples
This is what they have in common with other peoples.
-Bu onların diğer uluslarla ortak neye sahip olduklarıdır.
Esperanto is the most simple and neutral international language for the peoples in the world.
-Esperanto, dünya halkları için en basit ve tarafsız uluslararası dildir.
- nationality
- commonweal
Barbados is a member of the Commonwealth.
-Barbados, İngiliz Uluslar Topluluğu üyesidir.
- nation, people millet
- commonwealth
Barbados is a member of the Commonwealth.
-Barbados, İngiliz Uluslar Topluluğu üyesidir.
- country
That country intervened in the internal affairs of our nation.
-O ülke, ulusumuzun iç işlerine karıştı.
I know, too, that Islam has always been a part of the story of the United States. The first nation to recognize my country was Morocco.
-Ben de İslam'ın her zaman ABD'nin hikayesinin bir parçası olduğunu biliyorum. Ülkemi tanıyan ilk ulus Fas'tı.
- ulus devlet
- nation state
- ulus devlet
- (Politika, Siyaset) nation
The existence of nation-states gave Europe a great advantage over the rest of the world.
-Ulus devletlerin varlığı, dünya'nın geri kalanında Avrupa'ya büyük bir avantaj sağladı.
- ulus inşası
- nation-building
- ulus-devlet
- nation-state
- ulus-devlet
- (Politika, Siyaset) nation-states
- Uluslar Arası Kriminal (Suçla Mücadele) Polis Teşkilatı, Birleşik Devletler Ulus
- (Askeri) International Criminal Police Organization, United States National Central Bureau (DOJ)
- ulus egemenliği
- national sovereignity
- ulus kurma süreci
- (Politika, Siyaset) nation building
- ulus üstü
- (Hukuk) supranational
- ulus üstü organ
- (Hukuk) transnational body
- ulus-ötesi hukuk
- (Hukuk) transnational law
- uluslar
- peoples
This is what they have in common with other peoples.
-Bu onların diğer uluslarla ortak neye sahip olduklarıdır.
Esperanto is the most simple and neutral international language for the peoples in the world.
-Esperanto, dünya halkları için en basit ve tarafsız uluslararası dildir.
- Ulus devlet
- nation-state
- denizci ulus
- (Politika, Siyaset) seafaring nation
- en çok gözetilen ulus kaydı
- (Hukuk) the most favoured nation clause (MFNC)
- üçüncü ulus devlet; ulaştırma kontrol numarası
- (Askeri) third country national; transportation control number
Связанные Термины
Определение ulus в Турецкий язык Турецкий язык словарь
- Millet
- Millet: "Doğrulup gürlüyorsun yeryüzünde yeniden / Her silkinen, kalkınan, kurtulan ulusla sen."- B. K. Çağlar