They heard wolves howling in the distance.
- Onlar uzaktaki kurtların ulumalarını duydu.
I heard a wolf howling.
- Bir kurt uluması duydum.
They heard wolves howling in the distance.
- Onlar uzaktaki kurtların ulumalarını duydu.
I heard a wolf howling.
- Bir kurt uluması duydum.
Throughout my life, I've had the great pleasure of travelling all around the world and working in many diverse nations.
- Hayatım boyunca, tüm dünyada seyahat etmekten ve birçok farklı uluslarda çalışmaktan büyük zevk aldım.
Such international cooperation produced great results.
- Böyle uluslararası birleşme harika sonuçlar doğurdu.
High tariffs have become a barrier to international trade.
- Yüksek tarifeler uluslararası ticaret için bir engel haline gelmiştir.
The quality of higher education must answer to the highest international standards.
- Daha yüksek eğitim kalitesi, en yüksek uluslararası standartlara cevap vermelidir.
He spoke to the nation on August eighth.
- Sekiz Ağustosta Ulusa seslendi.
The dogs howled at the full moon.
- Köpekler dolunayda uludu.
I heard a wolf howling.
- Bir kurt uluması duydum.