O tür tapınak bütün Orta Doğuyu, özellikle Mısır'ı etkiledi.
- That type of temple influenced all of the Middle East, mainly Egypt.
Dünyada 2,500'ü aşkın yılan türü bulunmaktadır.
- There are over 2,500 types of snakes in the world.
Onun görevi bütün mektupları yazmaktı.
- Her job was to type all the letters.
Fabrika, yeni cins bir araba üretiyor.
- The factory is producing a new type of car.
Şeylerin üzerinde çok dikkatlice düşünmeyi seven tipim.
- I'm the type who likes to think things over very carefully.
Şu iyilik timsali tiplere dayanamam.
- I can't stand those goody-goody types.
Öğretmen beklenen cevabın türünü netleştirmek için tahtada bir örnek gösterebilir.
- The teacher can show an example on the blackboard to clarify the type of answer expected.
Dünya üzerinde 10 çeşit insan vardır: ikilik sistemi anlayanlar ve anlamayanlar.
- There are 10 types of people in the world: those who understand binary, and those who don't.
Her çeşit sosyalleşme bir yalana gereksinim duyar.
- Every type of socialization requires a lie.
Tom dedikodu yapan insan türü değildir.
- Tom isn't the type of person who gossips.
Ben savaşın her türüne karşıyım.
- I'm opposed to any type of war.
Yarın mektupları daktiloyla yazmasını Mary'den isteyeceğim.
- I will ask Mary to type the letters tomorrow.
Bayan tanaka daktiloyla yazabilir, değil mi?
- Ms. Tanaka can type, can't she?
Benim ekranda yazdığım kelimeleri görebilirsin, ama benim klavye üzerine döktüğüm gözyaşlarını göremezsin.
- You see the words that I typed on the screen, but you don't see the tears that I shed over the keyboard.
Altı yaşında o, daktiloyu kullanmayı öğrendi ve öğretmenine el ile yazmayı öğrenmesine gerek kalmadığını söyledi.
- At the age of six he had learned to use the typewriter and told the teacher that he did not need to learn to write by hand.
Bu, kaybettiğim kamera ile aynı model.
- This is same type of camera as the one I lost.
Bu kol saati yeni bir model.
- This watch is a new type.
The doctor ordered the lab to type the patient for a blood transfusion.
the type of a genus, family, etc.
set in bold type.
... And then just kind of through those type of events you ...
... I'm such a sun shiny type of girl. ...