Stratford-on-Avon, where Shakespeare was born, is visited by many tourists every year.
- Shakespeare'in doğduğu yer, Stratford-on-Avon, her yıl bir sürü turist tarafından ziyaret edilir.
The band are very excited about their upcoming tour.
- Grup, gelecek turla ilgili çok heyecanlı.
Only in the second round the Communist Party told to the working class: Do not vote the right wing.
- Sadece ikinci turda Komünist Partisi, işçi sınıfının söyledi: sağ kanada oy vermeyin.
Tom certainly deserves a round of applause.
- Tom kesinlikle bir tur alkış hak ediyor.
Tom and Mary watched John swim laps.
- Tom ve Mary John'un yüzme turu attığını izledi.
Tom doesn't really enjoy swimming laps.
- Tom yüzme turlarından gerçekten hoşlanmaz.
Let's go for a spin around the park.
- Park civarında şöyle bir tur atalım.
Let's take a short drive this afternoon.
- Bu öğleden sonra kısa bir araba turu atalım.
We've reported the bus driver to the tour company.
- Otobüs şoförünü tur şirketine bildirdik.
Most of the revellers are tourists.
- Eğlenenlerin çoğu turist.
In our city, tourists are an important source of revenue.
- Şehrimizde turistler önemli bir gelir kaynağıdır.
Does she like orange?
- O, turuncu rengi sever mi?
Tom likes to wear brightly colored orange pants.
- Tom parlak renkli turuncu pantolon giymeyi seviyor.
Then to Hanukkah's mild surprise a voice rose up and, with laconic precision, likened this rumored brother Alp to the secretion on the nether parts of a she-tur.