Hakikat en iyi yalandır.
- The truth is the best lie.
Ona hakikati söyletmekte başarılı oldu.
- She succeeded in getting him to tell the truth.
Söylenenlere göre, o gerçek.
- By all accounts, it is truth.
Bilimsel gerçek insan aklının bir yaratılışıdır.
- Scientific truth is a creation of the human mind.
Bunda doğruluk payı var.
- There's some truth to this.
Doğruluk mu cesaret mi oynayalım.
- Let's play truth or dare.
Tüm yapmanız gereken doğruyu söylemektir.
- All you have to do is to tell the truth.
Onun konuşması doğrudur.
- She speaks the truth.
Ona hakikati söyletmekte başarılı oldu.
- She succeeded in getting him to tell the truth.
Rüyalar hakikati söyler.
- Dreams tell the truth.
Çocuklarını dürüst yetiştirdi.
- She brought up her children to be truthful.
Peter dürüst bir adam
- Peter is a truthful man.
Gerçeklik ve gerçek arasındaki fark nedir?
- What is the difference between reality and truth?
Birçok gerçekler ama yalnızca tek gerçeklik vardır.
- There are many truths, but only one reality.
Onun gerçeği söyleyeceğini gerçekten bekliyor muydunuz?
- Did you really expect him to tell you the truth?
Tom gerçekten gerçeği Mary'ye söylemeli.
- Tom really needs to tell Mary the truth.
Bana göz göre göre yalan söylemeyi sürdürürken benden doğru sözlü olmamı bekleme.
- Don't expect me to be truthful when you keep lying to me so blatantly.
Bütün sorularımı doğru olarak cevaplamak niyetinde misin?
- Do you intend to answer all my questions truthfully?
Doğrucu olmaya çalışıyordum.
- I was trying to be truthful.
Sami doğrucu bir insan değildi.
- Sami wasn't a truthful person.
Gerçekçi olmak gerekirse, bu konu onu hiç ilgilendirmez.
- To be truthful, this matter doesn't concern her at all.
Onun gerçekçi olduğunu sanmıyorum.
- I don't think he is truthful.
Tom çok doğru sözlü değildi.
- Tom wasn't very truthful.
Tom doğru sözlü olmalı.
- Tom has to be truthful.
Tom gerçeğe uygun davranıyor, değil mi?
- Tom is being truthful, isn't he?
Gerçekten cevap vereceksin, değil mi?
- You will answer truthfully, won't you?
There was some truth in his statement that he had no other choice.
Truth to one's own feelings is all-important in life.
Hunger and jealousy are just eternal truths of human existence.
Alcoholism and redemption led me finally to truth.
I'm sure that's true.
- I'm sure that is the truth.