Duruşma için ABD'ye götürüldü.
- He was taken to the United States for trial.
O adam gelecek hafta duruşmaya gidiyor.
- That man is going on trial next week.
Polis onu yargılamadı.
- The police didn't put him on trial.
Tom yargılamaya gelmeyecek.
- Tom won't show up for trial.
Biz deneme ve yanılma ile öğreniriz.
- We learn by trial and error.
Deneme yanılma, ilerleme adına çok ehemmiyetlidir.
- Trial and error is essential to progress.
Tom'un testi ne zamandı?
- When was Tom's trial?
Facebook ve cep telefonu mesajları bir öğrenciye tecavüz etmesi nedeniyle bir adamın davasında kilit delil olarak ortaya çıkmıştır.
- Facebook and text messages have emerged as key evidence in the trial of a man for raping a student.
Bu duruşmada davacı kim?
- Who is the plaintiff in this trial?
Sanık hırsız şimdi mahkeme huzurunda.
- The accused thief is on trial now.
Tom mahkemeye gitmeye hazırlanıyordu.
- Tom was prepared to go to trial.
The team trialled a new young goalkeeper in Saturday's match, with mixed results.
... We know that in clinical trials, when you give people a ...
... Those same clinical trials where 18% to 80% of people get ...