Bir veda toplantısı, Bay Jones'un şerefinde düzenlendi.
- A farewell meeting was held in honor of Mr Jones.
Toplantıyı şimdi başlatalım mı?
- Shall we start the meeting now?
Tom seninle bir miting yapmak ister.
- Tom wants to have a meeting with you.
Tom gelinceye kadar mitinge başlamayacağız.
- We won't start the meeting until Tom comes.
Burada seninle buluşmayı asla hayal etmedim.
- Never did I dream of meeting you here.
Eski arkadaşımla buluşmak çok hoştu.
- Meeting my old friend was very pleasant.
Seninle görüşmeyi iple çekiyorum.
- I've been looking forward to meeting you, Tom.
Beni tanıyormuş gibi davranıyorsun; bu bizim ilk görüşmemiz!
- You're acting like you know me; this is the first time we're meeting!
Onu karşılamak amacıyla oraya gittim.
- I went there for the purpose of meeting him.
Şirketimizin ilk önceliği, müşterilerimizin ihtiyaçlarını karşılamaktır.
- Our company's first priority is meeting our customers' needs.
Sanki onun benimle karşılaşmaktan çekindiğini hissettim.
- I felt as if he shrank from meeting me.
Ben, atletizm karşılaşmalarına katıldım.
- I took part in the athletic meeting.