Onun hayali Dünyayı gezmektir.
- Her dream is to travel around the world.
Ben fakir bir denizciyim, bu yüzden tekneyle gezmekten hoşlanmıyorum.
- I am a poor sailor, so I don't like to travel by boat.
Tek başına yolculuk etmekten hoşlanır mısın?
- Do you like to travel by yourself?
Tom yalnız başına yolculuk etmek istemiyor.
- Tom doesn't want to travel alone.
Geçtiğimiz yıl bu zamanda Filipinler'de geziyordu.
- He was traveling in the Philippines this time last year.
Önümüzdeki ayın başında Estonya'ya geziye gideceğiz.
- We're going to travel to Estonia at the beginning of next month.
Zamanda yolculuk mümkündür.
- Time travel is possible.
Steve bana yolculuklarının hikayesini anlattı.
- Steve told me the tale of his travels.
O en çok seyahat etmekten hoşlanır.
- She likes traveling best of all.
Seninle seyahat etmek istiyorum.
- I want to travel with you.
Seyahat, insanları bilgili yapar.
- Traveling makes people knowledgeable.
Zamanda geçmişe seyahat etmenin imkansız olduğu düşünülüyor.
- It is considered impossible to travel back to the past.
Ses çok hızlı şekilde hareket eder.
- Sound travels very quickly.
Işık sesten çok daha hızlı hareket eder.
- Light travels much faster than sound.
Yurt dışında seyahat etme fırsatım oldu.
- I had a chance to travel abroad.
Yurt dışına seyahat etmek ister misiniz?
- Would you like to travel abroad?
Tom, Avrupa'da dolaşmak istiyor.
- Tom wants to travel around Europe.
Bir yıl izin almak ve dünyayı dolaşmak istiyorum.
- I want to take a year off and travel around the world.
Seninle seyahat etmek istiyorum.
- I want to travel with you.
Yurt dışına seyahat etmek benim en sevdiğim şeylerden biridir.
- Traveling abroad is one of my favorite things.
Onun seyahate gitmek için yeterli parası yok.
- He doesn't have enough money to go travelling.
Gemi ile gitmek arabayla gitmekten daha uzun sürüyor.
- Traveling by boat takes longer than going by car.
Yeni davranış kurallarını ihlâl etmekten yakalanan gençler seyahat özgürlüğü haklarını kaybedecekler, ve bu hakkı geri almak için parasız toplum işini tamamlamak zorunda kalacaklar.
- Youths who are caught violating the new rules on behaviour will lose their right to free travel, and will have to complete unpaid community work to earn it back.
Bir yıl izin almak ve dünyayı dolaşmak istiyorum.
- I want to take a year off and travel around the world.
Üç gündür yolculuk yapmaktayız.
- We've been traveling for three days.
Tom dünyayı görmek için yurtdışına seyahat ediyor.
- Tom travels abroad to see the world.
Dan Linda'yı görmek için Londra'ya seyahat etti.
- Dan traveled to London to see Linda.
travel to Spain.
I like to travel.
I’m off on my travels around France again.
I’ve travelled the world.
My drill press has a travel of only 1.5 inches.