Nasıl kapan kuracağımı biliyorum.
- I know how to set a trap.
Onlar tilkiyi kapana sıkıştırdılar.
- They trapped the fox.
Hayvanı yakalamak için bir tuzak kurdu.
- He set a trap to catch the animal.
Yaşlı adam küçük tilkiyi tuzaktan kurtardı.
- The old man freed the little fox from the trap.
Geleceği olmayan bir işte tuzağa düşürülmüştü.
- He was trapped in a dead-end job.
Tuzağa düşürülmüş gibi görünüyoruz.
- We seem to be trapped.
Onlar tilkiyi tuzağa düşürdüler.
- They trapped the fox.
Timsah antilopu nehri geçerken tuzağa düşürdü.
- The crocodile trapped the gnu as it tried to cross the river.
Hamam böceklerini yakalamak için tuzaklar kurduk.
- We set out traps for catching cockroaches.
Hayvanı yakalamak için bir tuzak kurdu.
- He set a trap to catch the animal.
They shot out of the school gates like greyhounds out of the trap.
his cabin-mates in Montana losing small valuables from time to time, until at last, these things having been invariably found on Mr. Twain's person or in his trunk (newspaper he rolled his traps in).
I saw your brother asking a trap out last night at the bar.
Keep your trap shut.
Close the trap, would you, before someone falls and breaks their neck.