topraklar

listen to the pronunciation of topraklar
Турецкий язык - Английский Язык
soils
third-person singular of soil
plural of soil
toprak
soil

The soil here is fertile. - Buradaki toprak verimlidir.

Nothing seems to grow in this soil. - Bu toprakta bir şey yetişmez gibi görünüyor.

toprak
land

About one third of the earth's surface is land. - Yaklaşık olarak dünya yüzeyinin üçte biri topraktır.

They debated land reform but never carried it out. - Toprak reformunu tartıştılar ama asla uygulayamadılar.

toprak
ground

The treaty did not ban nuclear tests under the ground. - Antlaşma toprak altındaki nükleer denemeleri yasaklamadı.

We're on unfamiliar ground here. - Burada yabancı bir topraktayız.

toprak
earth

The earth became red with blood. - Toprak kandan dolayı kırmızıya döndü.

Petrichor - (noun) the earthy scent when rain falls on dry soil; the smell of earth after rain. - Petrichor - kuru toprağa yağmur düştüğünde dünyevi koku; yağmurdan sonra toprak kokusu.

toprak
earthen
toprak
territory

Armies invaded and conquered the enemy territory. - Ordular düşman topraklarını istila ve fethettiler.

They increased the territory of the empire. - Onlar imparatorluğun topraklarını genişletti.

toprak
{i} country

The territory of the country Curacao consists of the islands Curacao and Little Curacao. - Curaçao ülkesinin toprakları, Curaçao ve Little Curacao adalarından oluşur.

toprak
{i} clay
vâdedilmiş topraklar
Zion
toprak
(Ticaret) permanent asset
toprak
ceramic
toprak
(Bilgisayar) alpine
toprak
encroached
toprak
encroacher
toprak
terra
toprak
conservation
toprak
dust
toprak
clod
toprak
figuline
toprak
element

The four basic elements are Earth, Air, Fire and Water. - Dört temel öge toprak, hava ateş ve sudur.

Aristotle believed that everything on Earth was made from four elements: earth, air, fire and water. - Aristoteles dünyadaki her şeyin dört elementten yapılmış olduğuna inanıyordu: toprak, hava, ateş ve su.

toprak
terrafirma
toprak
landslide
toprak
encroach
toprak
encroaching
toprak
dirt

Park Street used to be a dirt road. - Park caddesi toprak bir yoldu.

toprak
tract
toprak
roll
toprak
lump
toprak
earthenware
Deniz aşırı Ülke ve Topraklar
(Hukuk) Overseas Countries and Territories
bakir topraklar
virgin lands
ekilebilir topraklar
(Ticaret) arable lands
fethedilen topraklar
conquest
işgal altındaki topraklar
(Hukuk) occupied territories
kumlu topraklar
(Tarım) sand soils
kumlu topraklar
(Tarım) sandy grounds
toprak
slang heroin, skag
toprak
solder
toprak
earthen, earthenware, made of clay
toprak
earth, soil; dirt
toprak
(Hukuk) (uluslar arası hukuk) territory
toprak
unpaved, dirt (road)
toprak
(Hukuk) soil, territory
toprak
earth; ground; soil; land; clod; country; domain; earthen, earthenware
toprak
(Elektrik) ground, Brit. earth
toprak
terra firma
toprak
fictile
toprak
terraneous
toprak
glebe
toprak
demesne
toprak
copyhold
verimsiz topraklar
badlands
vâdedilmiş topraklar
Promised Land
vâdedilmiş topraklar
Land of Promise
Турецкий язык - Турецкий язык

Определение topraklar в Турецкий язык Турецкий язык словарь

Toprak
hak
Toprak
abacırık
Toprak
(Osmanlı Dönemi) DAK'A
Toprak
(Osmanlı Dönemi) SİF'
Toprak
(Osmanlı Dönemi) TERBAB
Toprak
turab
toprak
Yer kabuğunun, toz durumuna gelmiş türlü kütle kırıntılarıyla, çürümüş organik cisimlerden oluşan ve canlılara yaşama ortamı sağlayan yüzey bölümü
toprak
Arazi, tarla
toprak
Kara. Ülke: "Bu toprak bizimdir, içinde yabancının işi yok."- R. E. Ünaydın
toprak
Topraktan yapılmış: "İki toprak duvarın birleştiği bir girintide diz üstü büzülmüş görünüyor."- M. Ş. Esendal
toprak
Kara
toprak
Ülke
toprak
Topraktan yapılmış
toprak
(Osmanlı Dönemi) türâb
topraklar
Избранное