Maruyama Park is a place where a lot of people gather.
- Maruyama Parkı pek çok insanın toplandığı bir yerdir.
Since their first appearance on earth, men have gathered information and have attempted to pass useful ideas to other men.
- Yeryüzüne ilk çıkışından beri, insan oğlu bilgi topladı ve faydalı fikirleri diğer insanlara bildirme girişiminde bulundu.
I don't harvest their olives.
- Onların zeytinlerini toplamam.
In November, olives are harvested from the trees to make oil.
- Kasım ayında zeytinler yağı çıkarılmak üzere ağaçlardan toplanır.
They make up about 12.5 percent of the total population.
- Onlar toplam nüfusun yaklaşık yüzde 12,5'ğunu oluşturuyorlar.
Americans who are over sixty-five make up 12.5% of the total population.
- Altmış beşten fazla Amerikalılar toplam nüfusun% 12.5'ini oluşturuyor.
They will go to the woods to pick mushrooms, weather permitting.
- Hava güzel olursa, onlar mantar toplamak için ormana gidecek.
I should like to see the trees from which you picked these apples.
- Ben, bu elmaları topladığın ağaçları görmek istiyorum.
The crowd assembled in front of the post office.
- Kalabalık postanenin önünde toplandı.
The police assembled a lot of evidence against him.
- Polis onun aleyhinde birçok kanıt topladı.
Summon up your courage and tell the truth.
- Cesaretini topla ve gerçeği söyle.
Add up these figures.
- Bu sayıları toplayın.
These figures don't add up.
- Bu şekiller toplanmaz.
We had to postpone the gathering because of rain.
- Biz yağmur nedeniyle toplantıyı ertelemek zorunda kaldık.
A crowd was gathering around him.
- Onun etrafında bir kalabalık toplanıyordu.
Can you briefly sum up what was said at the meeting?
- Toplantıda ne söylendiğini kısaca özetleyebilir misin?
Tom finally mustered up the courage to ask Mary out.
- Tom sonunda Mary'ye çıkma teklif etmek için cesaretini topladı.
Tom finally mustered up the courage to ask Mary to marry him.
- Tom sonunda Mary'nin onunla evlenmesini isteme cesaretini topladı.
Tom collected old coins.
- Tom eski bozuk paraları topladı.
He collected a lot of stamps.
- O, çok sayıda pul topladı.
I lost interest in collecting stamps.
- Pulları toplamada ilgimi kaybetti.
Tom isn't currently collecting unemployment benefits.
- Tom şu an işsizlik ödeneğini toplamıyor.
The whole world is watching the summit conference.
- Tüm Dünya Zirve toplantısını izliyor.
The sum of 5 and 3 is 8.
- 5 ve 3'ün toplamı 8'dir.