She's not fat – she's just a little plump.
- O şişman değil - sadece biraz tombul.
The world's greatest singers and most of its famous musicians have been fat or at least decidedly plump.
- Dünyanın en büyük şarkıcıları ve ünlü müzisyenlerinin çoğu şişmandır ya da en azından bariz şekilde tombuldur.
The world's greatest singers and most of its famous musicians have been fat or at least decidedly plump.
- Dünyanın en büyük şarkıcıları ve ünlü müzisyenlerinin çoğu şişmandır ya da en azından bariz şekilde tombuldur.
Tom is plump, isn't he?
- Tom tombul, değil mi?
I have an attraction for older, chubby women.
- Ben yaşlı ve tombul kadınlar tarafından beğeniliyorum.
I have chubby fingers, so I can't use a small keyboard.
- Tombul parmaklarım var, bu nedenle küçük bir klavye kullanamam.
I wonder if Tom is still pudgy.
- Tom'un hâlâ Tombul olup olmadığını merak ediyorum.