A fat white cat sat on a wall and watched them with sleepy eyes.
- Tombul beyaz bir kedi, duvarın üstüne oturdu ve onları uykulu gözlerle seyretti.
She's not fat – she's just a little plump.
- O şişman değil - sadece biraz tombul.
Every day grandfather and grandmother gave the kitten plenty of milk, and soon the kitten grew nice and plump.
- Büyük babam ve büyük annem kedi yavrusuna her gün bir sürü süt verdi ve kısa sürede yavru güzel ve tombul oldu.
Tom is plump, isn't he?
- Tom tombul, değil mi?
I have an attraction for older, chubby women.
- Ben yaşlı ve tombul kadınlar tarafından beğeniliyorum.
Tom thinks Mary is a bit chubby.
- Tom Mary'nin biraz tombul olduğunu düşünüyor.
I wonder if Tom is still pudgy.
- Tom'un hâlâ Tombul olup olmadığını merak ediyorum.