to travel.

listen to the pronunciation of to travel.
Английский Язык - Турецкий язык
katetmek
journey
{i} seyahat

Bir kitap okumak bir seyahat ile kıyaslanabilir. - Reading a book can be compared to making a journey.

Seyahatimi Sendai'den Aomori'ye kadar genişlettim. - From Sendai I extended my journey to Aomori.

journey
{i} yolculuk

O, yolculuk sırasında kaybettiği yüzüğü buldu. - She found the ring that she had lost during the journey.

Geçen yıl uzun bir yolculuk yaptım. - I made a long journey last year.

journey
{i} gezi

Ben mümkünse dünyanın etrafında bir geziye çıkmak istiyorum. - I want to go on a journey around the world if possible.

Gezinin amacı, büyükanneyi ziyaret etmekti. - The object of the journey was to visit Grandma.

journey
(Havacılık) seyaha

O, ne zaman bir seyahatten geri gelse, kızı için bir hediye getirir. - Whenever she comes back from a journey, she brings a gift for her daughter.

Seyahatimi Sendai'den Aomori'ye kadar genişlettim. - From Sendai I extended my journey to Aomori.

journey
gezilip hava alınacak yer
journey
yolculuk yapmak
journey
{f} seyahat et
journey
seyahat sefer
journey
{i} sefer
journey
{i} mesafe
journey
undertake a journey uzun bir yolculuğa hazırlanıp çıkmak
journey
{f} geziye çıkmak

Ben mümkünse dünyanın etrafında bir geziye çıkmak istiyorum. - I want to go on a journey around the world if possible.

journey
{i} yol

Önümüzdeki ay bir yolculuğa çıkacağız. - We are going on a journey next month.

Bana yolculuğu sırasında çektiği fotoğrafları gösterdi. - She showed me the snaps which she had taken during her journey.

journey
{f} yolculuk etmek
journey
{i} seyir
to travel
yolculuk etmek

Böyle yüksek bir hızda yolculuk etmek olanaklı mı? - Is it possible to travel at such a high speed?

Tom yalnız başına yolculuk etmek istemiyor. - Tom doesn't want to travel alone.

to travel
seyahat etmek

Yurt dışına seyahat etmek ister misiniz? - Would you like to travel abroad?

Seninle seyahat etmek istiyorum. - I want to travel with you.

Английский Язык - Английский Язык
way

on a time as they together way'd, / He made him open chalenge .

{v} journey
to travel.

    Расстановка переносов

    to trav·el

    Видео

    ... Or if you went to figure out how to travel, you probably ...
    ... certainly never ceases to surprise the travel and beyond ...
Избранное