Çadır kurmak için bir yer seçmek zorundayız.
- We have to pick a place to set up the tent.
Bu, kamp kurmak için iyi bir yere benziyor.
- This looks like a good spot to set up camp.
Bir toplantı düzenledim.
- I've set up a meeting.
Tom bir buluşma düzenlemek istiyor.
- Tom wants to set up a meeting.
Liderin çadırı nereye kuracağını bilmesi gerekir.
- The leader should know where to set up the tent.
Tom Mary için bir websitesi kurdu.
- Tom set up a website for Mary.
Buradaki herhangi biri bir web sunucusu kurmayı biliyor mu?
- Does anybody here know how to set up a web server?
Çadırı kurmak yarım saatimizi aldı.
- It took us half an hour to set up the tent.
I've got to set up that tasty rabbit.