O, Fadıl'ın ölümüne yol açtı.
- That led to the death of Fadil.
Ben ölümüne dövüşeceğim.
- I will fight to the death.
Bazen kardiyovasküler hastalığın ilk belirtisi ölümdür.
- Sometimes the first symptom of cardiovascular disease is death.
İnsan ölümlerinin çoğuna, sigara dumanı neden olmuştur.
- A lot of human deaths are caused by smoking cigarettes.
Kan kaybından ölmeyeceksin.
- You won't bleed to death.
Jane doğal bir ölümle ölmedi.
- Jane didn't die a natural death.
Bazen kardiyovasküler hastalığın ilk belirtisi ölümdür.
- Sometimes the first symptom of cardiovascular disease is death.
İnsan ölümlerinin çoğuna, sigara dumanı neden olmuştur.
- A lot of human deaths are caused by smoking cigarettes.
O, babasının ölümünden sonra işle ilgilendi.
- He took care of the business after his father's death.
O, babasının ölümünden sonra ailesi için baş vurulacak tek kişiydi.
- He was the only recourse for his family after his father's death.
Savaş kente ölüm ve yıkım getirdi.
- The war brought about death and destruction in the city.
Onlar söylenemeyecek miktarda ölüm ve yıkıma neden oldular.
- They caused an untold amount of death and destruction.
Kızının ölümü üzerine ağladı.
- He wept over his daughter's death.
O, babasının ölümünden sonra işle ilgilendi.
- He took care of the business after his father's death.
Tom lastik bir demirle ölümüne dövüldü.
- Tom was beaten to death with a tire iron.
Kocasından ölümüne korkuyordu.
- She was scared to death of her husband.
Bu adam ölüme mahkûm edilmelidir.
- That man should be sentenced to death.
Yargıç onu ölüme mahkûm etti.
- The judge condemned him to death.
The two gladiators fought to the death.
When death walked in, a chill spread through the room.
The death of my grandmother saddened the whole family.
That's been done to death..
... the first cut at running the operation. The death of mainframes was attended by an ...
... to all intelligent life. The universe must eventually approach the heat death predicted ...