Leyla'nın evi ölümüne bir kavga için bir arena haline geldi.
- Layla's house became an arena for a fight to the death.
Ben ölümüne dövüşeceğim.
- I will fight to the death.
Kömür sobasıyla uyumamalısınız. Çünkü karbonmonoksit olarak adlandırılan çok zehirli bir gaz içerir. Kömür sobasıyla uyumak ölümle sonuçlanabilir.
- You shouldn't sleep with a coal stove on because it releases a very toxic gas called carbon monoxide. Sleeping with a coal stove running may result in death.
Kaza çok fazla ölüme neden oldu.
- The accident has caused many deaths.
Teslim olmak zorundaysam, ölmeyi tercih ederim.
- If I had to surrender, I'd rather choose death.
Çalmaktansa açlıktan ölmeyi tercih ederim.
- I would rather starve to death than steal.
Kömür sobasıyla uyumamalısınız. Çünkü karbonmonoksit olarak adlandırılan çok zehirli bir gaz içerir. Kömür sobasıyla uyumak ölümle sonuçlanabilir.
- You shouldn't sleep with a coal stove on because it releases a very toxic gas called carbon monoxide. Sleeping with a coal stove running may result in death.
İnsan ölümlerinin çoğuna, sigara dumanı neden olmuştur.
- A lot of human deaths are caused by smoking cigarettes.
Babasının ölümünden sonra firmanın sorumluluğunu o aldı.
- He took charge of the firm after his father's death.
Kömür sobasıyla uyumamalısınız. Çünkü karbonmonoksit olarak adlandırılan çok zehirli bir gaz içerir. Kömür sobasıyla uyumak ölümle sonuçlanabilir.
- You shouldn't sleep with a coal stove on because it releases a very toxic gas called carbon monoxide. Sleeping with a coal stove running may result in death.
Savaş kente ölüm ve yıkım getirdi.
- The war brought about death and destruction in the city.
Onlar söylenemeyecek miktarda ölüm ve yıkıma neden oldular.
- They caused an untold amount of death and destruction.
O, babasının ölümünden sonra işle ilgilendi.
- He took care of the business after his father's death.
Büyük bir savaşçı güç yayar. O ölümüne savaşmak zorunda değildir.
- A great warrior radiates strength. He doesn't have to fight to the death.
Tom ölümüne endişeliydi.
- Tom has been worried to death.
Tom lastik bir demirle ölümüne dövüldü.
- Tom was beaten to death with a tire iron.
Bu adam ölüme mahkûm edilmelidir.
- That man should be sentenced to death.
Yargıç onu ölüme mahkûm etti.
- The judge condemned him to death.
The two gladiators fought to the death.
When death walked in, a chill spread through the room.
The death of my grandmother saddened the whole family.
That's been done to death..
... the last 2,000 years at least, except for the Black Death in the 14th century, the population ...
... out corresponds to death. And the level of the bathtub corresponds to the total population ...